Hoş geldin gece,

hoş geldin ama geç geldin.

Ben çoktan geçtim dem faslını,

zihnim ağırlaştı.

Sessiz bir çığlık efkârımda.

Gözümün önünde bir anda

gitti dünyamın güneşi.

Sanki gövdesine taşkın suların dolduğu bir gemiydi,

ağır ağır süzüldüğü fikrimin göğüydü,

gitti, ummana battı...

Hoş geldin gece;

odama doldurduğun zifiri, yüzüme de sür...

Hoş geldin,

tut beni sabaha götür.

Şubat 2024

Az olan her şeye yok diyoruz biz.

Yetmese de vardır aslında.

Yani az yoktur, yok çoktur bizde.

Çok için başka şeyler söylemek mümkün,

varlıksa söz konusu değeri bilinmez mülkün,

duyguya ise doyum olmaz bizde...

Eylül 2013

Şiir...

Okunmuyor, dinleniyor(!)

Antik Yunandan bu yana,

tragedyalarda, manzum tiradlarda,

sonra deyişlerde, ağıtlarda...

Dinleniyor.

Yakın zamanda

burada, bu topraklarda;

tutup kolundan Nazım havalandırmıştı,

Sabahattin Ali şarkılar söyletip nefes aldırmıştı,

Ahmet Arif'in isyanıyla baş kaldırmıştı.

Şimdi yine dinleniyor şiir, okunmuyor.

Okunsa ne iyi olur.

2021

Yer gök mavi bir bahar sabahı, insanın yüzünü serin ve yumuşacık okşayan rüzgarın getirdiği deniz gibi kokuyorsun. Meyvelerin en tatlı, en renklileri gibi; dağlarda, ovalarda, göl kıyılarında yetişmiş rayihası en bol çiçekler, ağaçlar gibi kokuyorsun.

Tarif etmek zor; insanın genzinden ciğerlerine dolan ve yüreğinden tüm vücuduna hatta en ufak hücresine kadar varan bu kokuyu…

Aralık 2014

Biri omzuna dokunur,

biri ufka bakar öylece.

Biri susar yanında

sen anlatırsın.

Mezeden bir çatal daha alırsın...

Mezesi bol, sohbeti ala,

mutlu sofralarda,

ömrü kısaltmak için değil,

kederi sağaltmak,

neşeyi çoğaltmak için

şerefe!

2017